24 Ekim 2013 Perşembe

Yerçekimi (Gravity)


Geçtiğimiz bayram tatilindeki doğumgünü kutlamalarım kapsamında Yerçekimi (Gravity)  filmine gitme şansı yakaladım. Başrollerinde Sandra Bullock ve George Clooney oynuyor. Aslında başrol haricinde zaten ilk sahnelerde görülen 1-2 astronottan başkası oynamıyor:)

Filmin son birkaç dakikası hariç tamamı uzay boşluğunda geçiyor. Bu nedenle filmi 3 boyutlu şekilde sinemada izlemek yerine evde ya da TV'de izleseydim kesinlikle sıkılabilirdim, ya da bittiğinde vasat bulabilirdim. Benim fırsatım olmadı ancak IMAX ile izlense çok daha güzel olabilirdi kanaatindeyim.

Konu ise; uzay boşluğunda hayatta kalma savaşı -çok bilgi vermeyeyim-. İzlerken sürekli astronotların Dünya'da kalan hayatları ile ilgili kesit kesit görüntüler verilebilir, olay örgüsü gelişebilir diye bekledim. Açıkçası oldukça fazla da fırsat oldu. Ama uzayda kalmakta ısrar etmişler:) Konu olarak beni hiç doyurmadı diyebilirim. Belki de aksiyonlu, çetrefilli filmlere alıştığımdan bu film çook sakin kaldı. Görselliğe çok güvenip senaryoyu zayıf bırakmışlar.

Bundan sonra fırsatım olursa 25 Ekim'de vizyona girecek olan "Benim Dünyam" filmine gitmek istiyordum. Seçimi yaparken oyuncu kadrosu çok ilgimi çekti aslında. Fragmanını izlediğimde ise "ben bunu bir yerden hatırlıyorum" derken Hint asıllı Black filminin uyarlamasına bakıyordum.

Son zamanlarda uyarlama film ve dizilere çok fazla yer verilmeye başlandı. Özcan Deniz de Kore asıllı "Moment to Remember" filmini Türkçe'ye çevirerek Evim Sensin filmini çekmişti. Fragmanında Özcan Deniz yapımı yazdığını hatırlıyorum ve çok kızdığımı. Artık kimse kırk yılda bir köyüne gelecek filmleri izleyip onlarla sınırlı kalmıyor. Her şey elimizin altında ve el attığı film de öyle kenarda köşede kalmış bir film değildi. Daha sonra internetten sahneleri atlayarak göz attım da; hiç başarılı olmamış, adeta orjinalinin gölgesi gibiydi. Keşke özgün yapımlara imza atabilsek ya da en azından riski göze alabilsek de başka ülkelerde bizim filmlerimiz dizilerimiz uyarlanıp yayınlansa. Yeni bir soluk katıp emek vermek varken, zaten denenmiş ve başarılı olmuş işleri ısıtıp seyircinin önüne sunmak çok kolaya kaçmak gibi geliyor bana.

Bu düşünceler kapsamında Benim Dünyam filmini sinemada izleme fikrini de bir kenara koymuş oldum. Fırsat bulursam "İstanbul Hatırası" oyununu izlemeyi istiyorum. Tiyatronun gözünü seveyim; kendiliğinden 3 boyutlu. Her sahnelendiğinde farklı bir efor aslında. Ve sanatçıların elinizi uzattığınızda dokunacak mesafede olması muhteşem bir duygu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder