24 Şubat 2016 Çarşamba

Yaşıyoruz Koşar Adım

Haftada bir gün bütün aile fertleriyle telefonda konuşmazsam içime fenalıklar geliyor. Sanki hepsinin başına bir şey gelmiş benim haberim yok. Bir başlıyorum babamdan, kardeşimden. Kayınvalidemi aradığımda "ee kızım daha napıyosunuz anlat" diyor. O zaman düşünüyorum anlatmaya değer başka ne var hayatımızda diye. Hiçbir şey yok. "Valla anne işten başka bir şey yapamıyoruz ki ne anlatayım?" diyorum ben de. Kadın işimiz olduğuna sevinsin mi üzülsün mü bilemiyor. Ben de öyle...

Kardeşimin eşiyle konuşurken düşünüyorum, ya az kazanıyoruz ya da kazandığımız yere göre lüks yaşıyoruz. Bir sorun var ama nerde kimde çözemiyorum. İki hafta sonra evleneli bir senemiz dolmuş olacak. Bizim Türk halkı malum insanların en özellerine en kendi karar vermeleri gereken şeylere müdahale etmeye bayılırlar. "Çocuk düşünmüyor musunuz?"lar başladı bile. Düşünüyorum niye düşünmeyeyim? Ama sen mi bakacaksın canım? Ben sabah 6.20'de evden çıkarken sana mı bırakayım çocuğu? Akşam 18.30'a kadar gözüm arkada kalmadan ilgileneceksin öyle mi? Yok! Ee o zaman bu neyin ısrarı, baskısı? Eşimi akşamları bir saat görüyorum hafta içleri. O yüzden de bana bir sene geçmiş gibi gelmiyor, daha yeni evliyiz gibi hissediyorum. Ama bunu başkalarına böyle söyleyemiyorum tabii ki.

Durum tam olarak şöyle; kayınvalidem, eşimin küçük yaşta kardeşi olması nedeniyle evini bırakıp yanımıza gelip bebeğe bakamıyor. Bence küçük kardeş olmasa da gelip bakmazdı. Zaten gelmesin de, kadının aklı eşinde evinde arkadaşlarında akrabasındayken hapis tutar gibi bakacak. Bakmasın yazık, ona da bana da bebeğe de yazık. Bunu eliyoruz. Kendi annem malesef hayatta değil ancak olsaydı da kayınvalidem için geçerli olanlar onun için de geçerli olacaktı. Bunu geçtik. Şimdi diğer seçenek bakıcı tutmamız tabii ki. Ancak bir bakıcı düşünün ki kadın sabah 6.20'den önce evde olacak, akşam çıkış saati de 18.30 olacak. Tam 12 saat. Böyle bir mesai yok, çalışma saati yok. Onun isteyeceği parayı(muhtemelen maaşım kadar para ister) ben veremem. Vereceksem çalışmam kendim bakarım zaten. Bu çalışma saatlerinden kaynaklanan tarafı bakıcı işinin. Bir de bakalım ben çocuğumu, hayatının en önemli döneminde elin yabancısıyla evde bırakmak istiyor muyum? Neden benim çocuğum bakıcının karakterini alsın? Ben boşa mı okudum, neden üniversite mezunu yüksek lisanslı annesinden eğitim almak varken kendisini iş olarak gören bir yabancıdan medet umalım? Ben o kadına güvenecek miyim? Ben yahu ben evime temizlikçi bile çağırmıyorum yaptığını beğenmem diye. Bakıcının bakmasını mı beğeneceğim? Etrafımda tanıdıklar var, bakıcı geliyor diye evde altın para hiçbir şey bırakmıyorlar. En kıymetlini nasıl bırakıyorsun!!! Mecburiyet haricinde nasıl benim aklım almıyor. 

Bakıcı ihtimalini de böylece eliyorum. Hiçbir durumda düşünmedim, Allah da düşürmesin mecbur bırakmasın inşallah. Eveet geldik en güzel yerine. Bu durumda ben işi bırakıp çocuğa bakıyorum. Ama ben işi bırakmak istiyor muyum? Özel sektörde geri dönmem hiç kolay olmayacak, hatta belki olmayacak biliyorum. Matematik mühendisi diye devlette de bir kadro olmadığına göre hayatımın kalanını ev hanımı olarak geçireceğim muhtemelen. Benim için sorun var, ama evladım için değer. Aklım geride kalmasın, kendi gözetimimde büyüsün, annesine doysun güvenli bağlansın. Oh mis. Gel gör ki bu sefer de etraftakilere beğendiremiyorum. Eşimin akrabaları sağolsunlar iki senelik ilahiyat okumuş, 40 yaşına kadar hayatını ev hanımı olarak sürdürmüş kadınlar benim karşıma geçip kendi paramı kazanmamın ne kadar güzel olduğunu anlatıyorlar?! Siz kimsiniz pardon aranızda tek gerçek anlamda iş kadını olan benim. İki üç taneniz birleşseniz benim kadar maaş alırsınız kusura bakmayın da bana mı anlatıyorsunuz kendi maaşım olmasının güzel yanlarını? Bu kararı verdiysem herhalde mecburiyettendir bunu hiçbirisi tabii ki akıl edemiyor. Etseler zaten ağızlarından çıkanı duyar, çıkmadan ne dediklerini farkederlerdi. Hepsinin tuzu kuru tabii ki, çocuklar büyümüş ya da büyümeyenlerin de kayınvalideleri bakıyor. Mesai saatleri bu kadar uzun değil. Hepsinden geçtim hiçbirisi ben değil! 

Bir sinir oluyorum köpürüyorum ki! Kırmamak için bir şey de diyemiyorum, ama karşı taraf kırar mıyım diye düşünmüyor tabi düşünse konuşacaklarını da düşünürdü zaten.

Velhasıl, evre evre herkesin yaşadıklarını yaşıyorum gerçekten. Şimdi de çocuk dönemecine geldik. Rabbim herkese istediği zamanda, hayırlısıyla, göz aydınlığı olacak evlatlar nasip etsin inşallah. Amin!