10 Eylül 2015 Perşembe

Güzel Haberler Var!

Mesai arasında fırsat bulmuşken yazmak istedim. Eşim bu ay başında eğitim aldığı kurumda outsource olarak çalışmaya başlamıştı. Deneme süresi diyerek 1000 TL maaşla 2 ay çalıştıracaklardı. Geçen hafta da sınavını geçtiği Ziraat Teknolojinin mülakatına girmişti. Dün akşam metrobüsteyken mail gelmiş, kabul edilmiş. O kalabalıkta sevinemedim bile diyor. Olsun evde birlikte sevindik:) Sonra annesini aramasını söyledim, biz ne kadar düşünüyorsak o da en az o kadar düşünüp dua ediyordu biliyorum. Aradık, tabii ki çok sevindi, uzun bir süre kutlama nidaları eşliğinde konuştular. Seslerini kaydettim, ilerde anı olarak dinleriz:)

Bugün de maaşı söylemek için aramışlar, benim 4 yıllık çalışan olarak alamadığım net bir mebla:) Çok sevindim,  Allah yolunu açık etsin inşallah daha da iyi olur. Bu kadar emeğin sıkıntının karşılığını aldık çok şükür. Haftaya belgeleri teslim edip istifasını verecek iki haftadır çalıştığı kuruma. Yarım aylık maaşını da verirler umarım. Alacağı maaşla bayağı bir rahatlayacağız Allah'ın izniyle. Zorda değildik, ama rahat da değildik. Artık rahat sınıfına geçebiliriz. Çok şükür bugünümüze, Allah gördüğümüzden geri bırakmasın kimseye muhtaç etmesin inşallah.

8 Eylül 2015 Salı

Kaldığım Yerden Devam

Ne kadar uzun zaman olmuş! En son yazımda evlilik hazırlıklarından bahsettiğimi görünce inanamadım. Bir de 'anı' yaşarken yazacaktım ki geriye dönüp baktığımda neler hissettiğimi tam olarak hatırlayabileyim:( Yine bir günlük yazma aşkı, yine bir hüsran.

Evlendik biz:) Mart'ta olacak demişim düğün için, oldu. Altı aydır evliyiz. Keşke daha önce evlenseymişiz neyi beklemişiz diyorum zaman zaman. Ne beklemedik ki? Okul, askerlik, iş, nişan... Eşim okuldan ocakta mezun oldu, Mart'ta da çalışma bakanlığının projesine dahil olup altı aylık bir kursa başladı. Geçen ay kurs bitti, geçen hafta 1 Eylül'de de çalışmaya başladı. Şu an karın tokluğuna çalıştırıyorlar güya deneme süresinde diye. Ama daha iyisini bulana kadar en iyisi bu... Ziraat Teknoloji'nin mülakatına da gitti ordan haber bekliyoruz. İki haftadır ikimiz de çalışıyoruz, sabahları birlikte uyanınca işe gitmek daha da zor olmaya başladı. Onu bırakıp kapıdan çıkmak zulüm gibi geliyor. Bütün günü onun yanına kıvrılarak geçirebilirim...

İş berbat bir hal aldı. Hiçbir zaman çok kolay olmamıştı ama bu kadar zorlandığımı hiç hatırlamıyorum. Ekibimizin tamamı dağıtıldı. Ben yine yaptığım işi yapıyorum ama bir milyon kat daha stresli bir şekilde müdürsüz direktöre bağlı şekilde. Kadın canı istediğinde arayıp azarlayıp kapatabiliyor. Böyle bir hayat işte. Bir gün çocuğum olur da işi bırakırsam ve herhangi birisi bana "bunun için mi okudun?" diye küstahça sorarsa, "menopozlu bir yellozun egosunu tatmin etmek için de okumadım!" diye cevap vereceğim. Onca yıllık emeğimin sonunda böyle bir şey olacak deseler okulu bırakır dikiş nakış öğrenirdim herhalde. Yine de çok şükür bugünüme, ama her an bırakabilirim her şeyi. Arayıp bağırdığı gün yarım saat ağladım, sonra kalkıp yine görevim olmayan istediği acil raporu gönderdim. Sonra karar verdim ki ev falan almak için borca girmeyeceğim. Ben işi bıraksam eşim çalışırken bile eeh yetti be deyip ceketini alıp çıkabilmeli. Hiçbir zaman omuzlarında kredi borcum var çenemi kapatıp çalışayım cinsinden bir yük olsun istemiyorum...

Bunun dışında işi bırakırsam beni geçindirecek bir gelir arayışımı sanırım nihayete erdirebileceğim. Borsada giderek daha iyileşiyorum, katıldığım kursta yatırım yapabileceğim güzel bir kağıt öğrendim ve her yıl gelecek kar payı ile kendime harçlık çıkarabileceğimi düşünüyorum. Eşimin işi daha kesin bir hal aldığında sanırım iş konusunda daha rahat davranabileceğim. Şu an tek yapabildiğim istifa etmeden bir gün daha işe gelmeye çalışmak:( Keşke her gün severek ve koşarak geleceğim bir işim olsaydı.

Fırsatım oldukça yazmaya devam edeceğim inşallah.