"Barış, insanların birbirlerine gerçek adlarını söyleyebildikleri bir zamandır."
Bu kitabı uzun zamandır okumak istiyordum. Sonunda elime geçti ve 2013 bitmeden böyle güzel bir kitabı daha bitirmiş oldum.
Kitabın konusu kısaca şöyle; Nijerya'da dünyadan haberleri olmayan iki kız kardeş, petrol savaşlarının ortasında kalırlar. Olanları gören şahitlerden kurtulmaya çalışan haydutlar peşlerindeyken, o sırada İngiltere'den tatil için gelen gazeteci bir çiftle ormanda yolları kesişir. Kızların hayatlarına karşılık bu çiftten bir fedakarlık istenir. Bayan gözünü bile kırpmayacak kadar cesurdur, ancak eşi malesef bu cesareti gösteremez. Sonuçta haydutlar iki kızı da alıp giderler. Yıllar sonra kadın çok zor bir dönemden geçerken, öldüğünü sandığı bu kızı karşısında canlı kanlı bir şekilde dikilirken bulur. Hayatına değer katabilmek için bu buluşmayı bir fırsat olarak görecektir.
Konuyu bu şekilde anlatınca çok aksiyonlu, heyecanlı bir kurgu var gibi görünse de; kitabın gerçek hayattan alındığı hissini verecek kadar normal olaylar yaşanıyor ve mucizeler olmuyor. Tam kız yakalanacakken bir mucize olup ortadan kaybolmuyor ya da askerlerin dikkati dağılıp aradan sıvışmıyor. Yakalanıp ülkesine, yani ölüme gönderiliyor.
Nijerya'da petrol için böyle kan döküldüğü çok aşikar edilmiş bir konuydu da ben mi kaçırdım acaba? Hiç böyle bir durumdan haberimiz olmadı sanki. Sadece kan dökülmesi değil insanın beyninde şimşekler çaktıran. Her savaşta işlenen insanlık suçları malesef kan dökmekten önce geliyor. Orada olsanız aklınızı yitireceğiniz şeyler yaşayan insanlar bir şey olmamış gibi hayatlarına devam etmek için unutmaya çalışıyorlar. Rabbim hiçbir ülkeye böyle günler göstermesin. Amin.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder