Yazmayalı kaldığım yerden devam edeyim. Sonraki hafta da sözlüm için nişan alışverişine çıktık. Çok güzel geçti. Benimkinde hem üzüntü, panik hem de hayal kırıklığı tarzında duygular varken onunkini yaparken gelecek güzel günlerin hayalleriyle geçti tüm gün. Eminönü'nden başladık gezmeye. Pijama tarzı ihtiyaçları ve saatini ordan aldık. Onları eve bırakıp takım elbise için Ümraniye'ye geçtik. Orda da ona çok yakışan havacı mavisi ve açık füme renklerde iki takım elbise aldık. Çok istediğim kol düğmesini kravatla set olarak aldık. Her şey çok içime sindi. Hiçbir eksiği kalmadı çok şükür. Eminönü'nden bohça için sandık da almak istiyorduk ama sandık sonradan çok kullanışlı olmaz belki diye midye kabuğu şeklinde yapılan sandıklardan aldık. Şekli çok estetik geldi gözüme. İlerde de nasip olursa banyoda çamaşır makinesinin üzerinde koyup içine havlu vs koymak istiyorum...
Sonra geçen hafta kardeşimi askere gönderdik. Balıkesir'de yapacak çok şükür. Sırf askere gitmeden onu görmek için kalktım eve gittim. Ama toplasam bir saat belki görmüşümdür. Nişanlısı o daha kalkmadan geldi ve hemen kahvaltı yapıp hanım köye gittiler. Sanki gelin kızın akrabalarının görmesi benim görmemden daha önemli gibi. Sonra onlar da anlamış olacaklar ki ben gitmeden geri geldiler. Ama sağolsun yine gelinimiz, kardeşimi beş dakika bile hatta 20 saniyeden fazla benimle yalnız bırakmadığı için hiç görüşemedik desem yeri. Birsürü insanın içinde konuşamadık bile:( Bu konudaki burukluğumu hiç unutmayacağım...
O akşam sözlüm beni İstanbul'a bıraktı. Bütün yol boyunca ağladım. Artık bazı şeyleri kaldıramıyorum. Eskiden yuvam diye koşarak gittiğim yere artık zorunluluklar dışında gitmek istemiyorum.. Ama İstanbul'a geldiğimizde kendime geldim. Çok güzel zaman geçirdik. Balonların prototipi gibi tasarlanmış dilek şeylerinden sırf ben merak ettiğim için o saatte bir tane aldık. Ateş bulmak için Kız Kulesi'nden Harem'e kadar yürüdük. Sonra sözlüm zorlu bir süreç sonunda yakmayı başardı. Aslında nişanımızda isteyen gençlere bunlardan dağıtmak istiyordum, hava inşallah şansımıza güzel olursa açık alanda olacağı için çok güzel bir görüntü olur diye düşündüm ama yakmak o kadar da kolay değilmiş gerçekten... Sözlümün sabrına her seferinde daha da hayran kalıyorum. Annemin kabrini de ziyaret ettik o haftasonu. Üzerinde çıkan yabani otları temizledi, yeni çiçekler diktik anneler günü için... O kadar sabırlı davrandı ki o uğraşırken onu izlemekten kendimi alamadım. Bir kere de bu güneşin beyninde çok mu lazımdı bunları dikmemiz demedi. Akşam da aynı şekilde yakarken bir ara küçük baloncuk denize düşme tehlikesi geçirdi, peşinden koştu yakaladı yeniden göğe saldık. Ben mutlu olayım diye uğraşırken ben de onu seyrettim, Allah'a şükrettim karşıma onu çıkardığı için... Bir kapıyı kapatınca birini açarmış derler ya o misal. Sonrasını da hiç unutmayacağım... Günlerden 4 Mayıs'tı...
Uykularım kaçtığı için deli gibi kitap okuyorum. Bir ayda 3 kitap okumuşum aferin bana:) Bu yıl geçen yıldan daha verimli geçer umarım. Sözlüm roman okumanın çok boş olduğunu düşünüyor. Sana bir şey katmıyor diyor. Ama bu film izlemekle aynı şey. İzlediğimiz hobit filmleri de bize felsefik bakış açışı kazandırmıyor ama yine de izliyoruz değil mi? Biraz kafamı dağıtmak istiyorum, hayal dünyamı öcanlı tutmak istiyorum, başka ülkelerde gezmek, başka hayatlara dokunmak, delice aşkları hissetmek istiyorum... O yüzden de okuyorum işte:)
Bugün malesef tüm bunlardan daha önemli bir haberle uyandık malesef. Soma'da bir maden ocağında trafo patlamasından sanırım çok acı bir olay meydana geldi. Şu an kaybımız 205 madenci. Allah ailelerine sabır versin. Hala da içerde kurtarılmayı bekleyen işçiler var. Bir işçinin göçükten çıkarıldığında sağlıkçılara söylediği söz mahvetti bizi. "Çizmelerimi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin." Ben oturduğum yerden bırak kirlensin abim sen kurtulmuşsun ya diye seslenmek istedim. 3 gün ulusal yas ilan edildi... Bu sırada sorumlular açıklarını kapatacak bir bahane bulurlar herhalde... Keşke kömür kullanımına hiç gerek kalmasa. Hiç gün ışığı görmeden bir ömür harcamak için o insanlara verdikleri bedel ise ayda 1600TL bir maaşmış... Allah hepsine rahemt etsin, geri kalanlara yardım etsin:(
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder