26 Mayıs 2014 Pazartesi

Çocuk Yaparım da, Kariyer de Yapar Mıyım?

Arkadaş çevrem her geçen gün biraz daha evli insanlardan oluşmaya başlıyor. Her gittiğim nişanda düğünde biz ne olacağız ne zaman evleneceğiz diye düşünmeden edemiyorum. Yeni nişanlanan arkadaşlarımın bile düğün tarihleri, nerede oturacakları belli. Biz tamamen belirsizlikler dünyasında yaşıyoruz. Şöyle şöyle olursa seneye evleniriz ama olmazsa ne zaman olur belli değil... Sürekli olasılıklar hesaplıyoruz. Yapım gereği böyle belirsiz durumlar bende çok fazla RAM'den yiyor. Başka şeylerle de ilgilensem arka planda hep bunlar var kafamda. Bazı arkadaşlarım çocuk sahibi olunca hele. Alıyor beni bir düşünce. Tabii ki şimdi bunlar için erken, zamanı geldiğinde kader ne gösterir bilemem ama yine de düşünmeden edemiyorum.
Yine yakın zamanda bir arkadaşım doğum yaptı. Bir bankada güzel bir pozisyonda çalışıyordu ve başarılıydı da. Ama anne olunca işten ayrılmış diye duydum. İlk içimden geçen "helal olsun". Bu o kadar zor bir karar ki benim için. İlk tepkim tebrik etmek oluyor. Sonra ben naparım diye düşünüyorum. Şimdi ilk olarak bu karar sadece benim duygularıma değil eşimin cüzdanına da bakar. Çünkü tek maaşa düşeceğiz ve ailemize bir birey daha eklenecek ve şimdiden ev borcu ödüyoruz sayemde. Hadi diyorum durumumuz da var diyelim. Ben bu yaşıma kadar babamdan bile para isteyemez çekinirdim, o harçlığımın bittiğini farkedince versin diye beklerdim. Adım gibi eminim eşime yük oluyorum gibi düşüneceğim ve hiç rahat hissetmeyeceğim. İstediğim gibi para harcayamayacağım. Her ne kadar sözlümden Allah razı olsun, bu konuyu ne zaman açsam beni rahatlatır. Kendimi kötü hissetmeme neden olacak bir davranışı olmayacaktır eminim. Sıkılacağımı falan hiç düşünmüyorum. Bazı arkadaşlarım mesela, evde ne yapacağım sıkılırım hep çocukla. Asosyal olurum gibi düşünüyorlar. Ama senin evde çocuğuna bakan annen bunları düşünmüyor torunu için hepsinden fedakarlık yapıyor ya da parayla tuttuğun bir insan da aynı şekilde. Sen anneyken bu kadar fedakarlık yapamıyorsan zaten yapma boşver. Bir de düşünüyorum, bakıcı gelecek diye evde değerli bir şey bırakılmıyor, zinetler bankalarda kasalara koyuluyor. Ama en değerlini o insana bırakıyorsun. Bunu aklım almıyor.

Aslında yanlı baktığımın farkındayım. Annesi çalışan bir çocuğun büyüdüğünde çocuğuna kendisinin bakmak istemesi kadar normal bir şey olamaz tahminim. Kardeşim de benim gibi, eşinin çocuklar olduktan sonra çalışmasını istemiyor. O benden de zor bir çocukluk geçirdi. Annem çalışmaya geri döndüğünde ben en azından 9 yaşındaydım ama kardeşim 7 yaşındaydı ve okula yeni başlamıştı. Annem hiç ama hiç ilgilenemedi. Kardeşimin ağladığını çok iyi hatırlıyorum. Okula gitmek de istemiyordu yazı yazmak da okumay ıöğrenmek de. Annemin ilgilenmesini istiyordu sadece, ama annem iş için kurslara gitmek zorundaydı. Sonra kardeşim ömür boyu derslerden hep nefret etti. Kendisiyle başbaşa kalıp kimseyle konuşmadan yapabileceği en iyi işi seçti ve yazılımcı oldu.

Çocukluğum boyunca, eğer çalışan bir anne olmayı seçersem çocuğumun yaşaması muhtemel her şeyi ben zaten yaşadım ve gördüm ki olmuyor. Olmuyor yani. Annem her zaman yorgun ve sinirliydi. Evdeki işler yetişmiyor, çocukları ve eşiyle istediği gibi ilgilenemiyor. Buna karşın iş yerinin verdiği sorumlulukları da dört dörtlük yapmak istiyordu. Her alanda mükemmel olmaya çalışmak kadar zor bir şey olamaz. Sonra normal olarak evden ve bizden fedakarlık yapıyordu. Bu da kendisini yetersiz hissettirdiğinden, hayatından hiç memnun olmadı. Hepsi bizim geleceğimiz içindi biliyorum. Ama ne işe yaradı anne? Sen bizi bırakıp ahirete göçtün gittin. Babamın banka hesabını kabartmaktan başka hiçbir işe yaramadı o kadar çalışman. Biz tek maaşla da gayet güzel geçinirdik. İki maaş olunca da lüks yaşamadık zaten. Sadece birikti o para, hiçbir hayrını görmedik. İşi bıraksaydın belki sen de bu kadar yıpranmaz gencecik yaşta kanser olmazdın. Hepsi kader tabii ki, olacağın önüne geçilmiyor. Ama o yıllarda yaşadığımız şeyleri ben de yaparak tecrübe etmeme gerek yok.

Peki, işi bıraktım diyelim. Çevrede malesef öyle bir algı var ki sanki evlenip çocuk yapınca işi bırakan kadın kolaya kaçıyor. Çalışmaktan kaçmak için evlenip çocuk yapıyor, kocasına kendisine baktırıyor gibi düşünülüyor. Bu nasıl hastalıklı bir düşünce şekli bilemiyorum. Böyle düşünen hatunlar var mıdır, vardır muhakkak ama çoğu kadın böyle düşünmez. Çocukluğumdan beri oku kızım, kolunda altın bileziğin güzel bir işin olsun. Ekonomik bağımsızlığın olsun kocanın eline bakma diye yetiştirildim. Anadolu lisesine gittim, güzel bir üniversitede ağır bir bölüm okudum. Bunların hiçbirini yaparken evleneyim kocam baksın bana yaa demedim. Bu kafada olsam okumazdım kendimi yıpratmazdım. Çocuk gelişimi okurdum en azından çocuklarıma bakacaksam işin ilmini bilimini öğrenirdim değil mi? Lisede de kız meslek lisesine giderdim. Bunları aşağıladığım için söylemiyorum, sadece anadolu lisesinde fen bölümü okumaktan daha kolay olurdu ve hayata dair daha faydalı bilgiler öğrenirdim demeye çalışıyorum. Çocukluğumdan beri hep çalışacağım düşüncesiyle büyüdüm. Müstakbel eşim de bu kadar anlayışlı olmasaydı kesinlikle lafını bile etmez, yüreğime taş basar çocuğumu herkes nasıl bırakıyorsa öyle bırakır işe giderdim. Ama çok eminim yapamayacağım:(

Daha önceki yazılarımda da hep bahsettim bu konudan. Çünkü sürekli aklımda. Sürekli evden ne yapabilirim nasıl bir şey yapabilirim ki ben işten ayrıldığımda bile faydalı olur yuvamız için diye düşünmekten devreleri yakmak üzereyim. Ciddi manada çok kafama takıyorum ama önümde herhangi bir örnek de olmadığı için çok da faydalı sonuçlara ulaşamıyorum. Tek yapabildiğim maaşımı mümkün olduğunca az harcayıp kenara para koymaya çalışmak. Allah kolaylık versin. İnşallah ileride bu yazılarıma bakınca; "o kadar kafa yordun ama sonunda buldun. Aferin kız sana!" derim:)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder