Şubat ayına bir haftalık izinle başladım. Havalar da güzeldi şansıma. Belki Maldivlere falan gidemedim ama yine de işlerden, İstanbul'un karmaşasından bir haftalığına da olsa uzaklaşmak çok iyi geldi.
İlk işim cumartesi günü Çanakkale'ye, yeni bebeği olan teyzemi ziyaret için yola çıkmak oldu. Gerçi geldiğimize sevindi mi üzüldü mü çok anlayamadım ama ben görevimi yerine getirmiş oldum en azından. Sobalı evde oturuyorlar. Dolayısıyla herkes bir odaya doluşuyor. Bir de biz gittik insan eksikmiş gibi. Zaten sezeryan olmuş, ameliyatın yorgunluğu. Bir de bebeğe bakacak, evin işlerini yapacak kimse olmayınca hiç ameliyatlı falan demeden ayağa kalkmış. Üzerine uykusuzluk da eklenince ağzını açacak hal bile kalmamış. O yüzden bizi görünce coşkuyla karşılamaması normaldir muhakkak. Ama insan etkileniyor ne de olsa. Bir daha kapıdan uğrayacak şekilde ve başka bir mecburiyet yoksa sıcak mevsimlerde giderim herhalde. Çanakkale'den dönmeden annemin Yenice'deki evini de gösterdi bana dayım. Şu an annemden kardeşim ve bana kaldı ama herhangi bir mal paylaşımı olmadı henüz. Nefret ediyorum bu para işlerinden. İnsanların arası açılıyor sürekli. Neyse, oradan da dedemlere uğradım, o kadar yol gidip bir hayır duası almadan dönmek olmazdı. Ama dedem arayı çok açmamaya karar vermiş olacak ki, biz Kocaeli'ne ayak basar basmaz kalp krizi geçirdiği haberi geldi. Babam gece falan demedi düştü yollara. Hastaneye yetiştirene kadar kalp durduğu için beyne kan gitmemiş. Dolayısıyla doktorlar uyutmuşlardı ve uyandığında(uyanırsa) neyle karşılaşılabileceğini onlar da bilmiyorlardı. 72 saat uyutacağız sonra uyandıracağız demişlerdi ancak bir günün sonunda dedem kendisi uyandı ve çok şükür herhangi bir sıkıntı da yoktu. Doktorlar kalp krizi geçirip kalbinin durduğunu sanmışlar! Oysa ki akciğerleri iltihap yapmış, nefes alamadığında da kendinden geçmiş. Onlar da vermişler elektro şoku! Yaşayan insanı öldürür bu doktorlar gerçekten. Babam da sinirlendi, aldı İzmit'e getirdi. Dedemin anlatışıyla; "buranın tansiyon aletleri bile bi başka!" Şu an durumu gayet iyi. Eski toprak derler ya 80 yaşında ama benden dinç gerçekten. Sadece biraz nazlı. Herkes onunla ilgilensin istiyor ilgi istiyor. Biz de o yaşları görsek de tek derdimiz bu olsa keşke.
Bunun dışında tatilde hergün dışardaydım, her fırsatta sözlümle görüştük. Doymak ne mümkün ama yine de zamanı en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştık. Akşamları bile görüşebilmek için misafir oldu bize, dayımın bitmez tükenmez bilgisayar problemleriyle boğuştu. Benimle soğuklarda yürüdü. Nişan için bana elbise baktık, terzi ayarladık. Denediğim çok güzel bir elbiseyi açık olduğu için üzerimde göremedi ona çok üzüldüm. Çeyizime birkaç parça daha ekledim. Babamdan çeyiz için ödenek sözü aldım her ayın 15inde yatmak üzere:) Kayınvalidemleri iki kez ağırladım. Eskiden daha bir panik oluyordum giderek alışıyorum misafir ağırlamaya. Aferin bana:)
Pazar günü tatilim sona erdi. Harbiye'de mücevher fuarı olduğu haberini almış kayınvalidem. Sana pırlanta bir set bakalım, indirim varmış dedi ve hep birlikte geldik fuara. Bilinen hiçbir firma yoktu tabii ki. Kapalıçarşı'nın uyanık atölyecileri açmışlar stantlarını. Üründe bir sıkıntı çıksa garantisi kendileri:) Nerde bulursun Allah'a emanet. Fiyatlarda da cidden Kapalıçarşı'ya alışverişe gitsek daha çok yardımcı olurlar. Benim beğendiğim sete 9bin dedi. Normal olarak fiyatlar böyle tabii ki pırlanta satıyor adamlar. Ama biz fuar nedeniyle yapılan reklamlardan en azından yarı yarıya indirim beklentisinde olunca çok yüksek geldi. Ben de ille isterim demeyeceğime göre başka yerden bakarız dedim. Beni İstanbul'a getirmiş oldular. Dönüşte de bize misafir oldular, sözlüm mutfaktaki musluğumuza sıcak su gelmesi için uğraştı sağolsun. Artık soğuk kış günlerinde bulaşıkları sıcak suyla yıkayabiliyoruz, her seferinde dua ediyorum ellerim donmadığı için. Bir de benim süper tabletim o gün tutukluk yaptı. Bütün gün açılmaya çalıştı ama açılma ekranından ileri gidemedi. Akşam sözlüm gelmişken ona da baktık ama bir çözüm bulamadık. Son çare olarak her şeyini aldı, "ben bunu aldığımız yere götüreyim. Gerekirse servise göndersinler" dedi. Sonra gittiklerinde yarım saatte yapmış. Annesine göstermiş. Kayınvalidem cidden çok hoş. Ne dese beğenirsin. "Tabi oğlum sevdiğinin yanında odaklanamaman çok normal. Yanında durmak bile içini karıştırmaya yeter" şeklinde bir yorum getirmiş. Malesef çok haklı. Rabbim tez zamanda kavuştursun bizi inşallah.
Dün de işe geldim ama gece hiç uyuyamadım. Saçma sapan rüyalar gördüm döndüm durdum sabaha kadar. koca bir haftayı sözlümle birlikte geçirince ayrı kalmak çok koydu ama oldukça alışık olduğumuz bir durum. Zamanla adapte olup eski moda döneriz herhalde malesef.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder