3 Şubat 2017 Cuma
Ocak Ayı Geride Kaldı
Ayın ilk günü uzun zamandır ilk kez bir filmi sinemada izledik. Dağ II filmi. Değdi mi değdi, hatta #izleyin #izletin diye not düşmüşüm. Malum o sıralar her yerde terör eylemleri de vardı. İnsanın kendisine ve ülkesine güveni geliyordu. Yine olsa yine izlerim.
Bebişimiz 22. haftadan 26. haftaya geldi. Onun yaşadığı gelişimi tarif bile edemem. İnsan oluyorsun 9 ay içerisinde ve bunun bir ayı geçmiş aman yarabbi! Mesela daha çok fazla hissedemiyordum bu ayın başında. Ama şimdi dışardan bile görünüyor, elimizi koyduğumuzda oldukça güçlü vuruşlar hissediyoruz. Ben de büyüyüyorum tabi, son durumda 69-70 arasındaydım geçen hafta tartıldığımda. Eve hâlâ baskül alamadık, doğurmamı bekleyeceğiz sanırım.
Çok karlı birkaç gün geçirdik ve o en karlı zamanlarda biz türlü macera yaşayarak okula gittik. Ben finallerimi ve tezimi verdim. Böylece yüksek lisanstan mezun oldum çok şükür. O sayfayı da böylece kapattık şimdilik.
Ve 2 kez yoğurt yapma girişiminde bulundum. İkisi de hüsran. Yani zaten şartları zorluyorum, ilk önce günlük süt ve pastörize yoğurttan yapmaya çalıştım. 5 saat mayaladım bekledim, olmadı. Çok üzüldüm sütü çöpe atacağım diye. Sonra gözünü sevdiğimin internetinde fırınlayın demişler öneri olarak. Fırını ısıtıp sabaha kadar içinde bıraktım ve olmuştu! Tadı çok yoktu ama yoğurt yani sonuçta. Sonra 2. denemem kendi yoğurdumun mayası ve pastörize sütle oldu. Onu da fırında tutturdum ama tadı yoğurttan başka her şeye benziyor. Bu konuda kendimi geliştirmeye çalışıyorum henüz.
Kürk Mantolu Madonna'yı bitirip "Ulusların Düşüşü" kitabına başladım. İki konusunda uzman yazar oturmuş, gelişen ülkeler aldı başını gitti de siz neden gidemediniz diye kafa kafaya vermiş anlatmışlar. Malum bu ara ben de kafayı bu konuyla yediğimden hemen aldım okumaya başladım. Biraz ağır ilerleyecek gibi geldi şimdiden. Bittiğinde de yorumlarımı yazarım.
Akşamları yarım saat bir saat gücüm ne kadar yeterse yürüyüşler yapmaya başladım. 10bin adıma ulaşmaya çalışıyorum gün içinde. Doğum yaklaştıkça hazırlıkları hızlandırıyorum. Şaka maka 3 ay sonra hadi doğur diyecek doğa bana. E anam ben günde 16 saat oturup 8 saat yattım nasıl doğurayım diyemem ki! Mecbur o narin totomu kaldırıp hareket etmeye gayret ediyorum.
Bu ay maaşımızı en düşük vergi kesintili haliyle aldığımızdan zam almış gibi bir coşku oldu. Geçen ay birikimlerimi altın, dolar, borsa ve euro'ya yayarak yapmaya karar vermiştim. Al-sat şeklinde kısa vadeli yatırımlar yapamıyorum, o yüzden uzun vadeli alıp kenara atayım, TL'de duracağına yavaş da olsa artar en azından diye umarak hareket ediyorum. TL bazlı birikimler eşimde duruyor, geri kalanla ben kafama göre deneme yanılmalar yapıyorum çok şükür. Zaten ev de aldığımızdan pek bir şey de kalmadı açıkçası :)
Hep aynı şeyleri söylememek için aslında değinmeyecektim ama bu hafta beni çok meşgul eden bir konu daha var. Çalıştığım katta bir ekipten arkadaş doğum iznindeydi. İki gün önce baktım sabah gelip oturmuş. Yanına gittim sarıldık falan. Nasıl geçti nasılsın dedim, hiç iyi değilim ya şimdiden pişman oldum şu masaları görünce dedi. Bebek nasıl dememle başladı ağlamaya. Ki bu ikinci bebeği, daha önce de yaşamış ve alışmıştı bu sürece. Tüm gün çok kötüyüm çok kötüyüm diyerek ve evi arayarak geçirdi. Bir süredir beynimde arkadalara itmeye çalıştığım konu yine çıktı geldi önüme. Ben ne yapacağım? Bırakmaya karar verirsem bari kolay atanacak bir bölüm okuyayım evdeyken dedim. Biraz araştırdım ama tabii ki bir yere varamadım. Şu konuda henüz benimle aynı yerlerden geçip mutlu sona ulaşan bir serüvene rastlamadım. Yana yakıla arıyorum bak ben böyle yaptım tavsiye ederim diyen bir süper anne!
Son olarak da uzun zamandır dokunmadığım bir puzzle'a giriştim. Muhtemelen doğumdan sonra bu saydıklarımdan hiçbirini yapamayacağım uzuuun bir süre. O yüzden elimden geldiğince son günlerimi güzel değerlendirmeye çalışıyorum ki gözüm kalmasın sonra. Sadece kendime katkısı olacak kaynaklara ulaşmakta zorlanıyorum. Benim dünya görüşümü genişletecek, bak böyle şeyler de var ben yapıyorum sen de yapabilirsin diye fikir verecek kaynakları bulamıyorum. Yanlış yerlerde arıyorum sanırım. İnsan kendi bildiğiyle bir yere kadar gelebiliyor. Akıl akıldan üstündür. Başka hayatları okuma öğrenme aşkım bundan kaynaklanıyor işte. Bu aydan bu kadar. Ömür defterine 31 sayfa daha eklemişiz, dile kolay...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder