21 Ekim 2016 Cuma

Çaresiz Bir Yazı

Bu sabah alarm çaldığında son bir gayretle kendimi kalkmaya zorladım, gözlerim kapalı. Yüzümü yıkayana kadar da açamadım zaten. Ama Cuma bugün, haftanın son günü. Yarın istediğim kadar uyuyabilirim diye tesellilerle(gaz verme mi desem?) bir şekilde kendimi ikna ettim yani. İşe geldim, yine o coşkuyla açtım bilgisayarımı. Yarım kalan işlerimi bitireyim de haftasonu kafam rahat etsin. Bugün Cuma, hava da ne kadar güzel...

Sonra bilgisayarı açtım, kahvaltı yaparken haberlere bakayım dedim. Haberlerde yazmıyor biliyor musunuz? Artık böyle kötü şeyler kökünden sansürleniyor. Twitter'ı açıyorum haberlere bakmak için. Güzel ülkemin hangi ilinde hatırlamıyorum, 4 yaşındaki bir bebek, şerefsiz 44 yaşında bir o.ç. tarafından öldürülmüş. Tecavüz edilmiş. 10 yıldır ilişkisi yokmuş, yıllardır bu bebeğe göz koymuş! Gözlerime, okuduklarıma inanamıyorum. Nasıl? Nasıl yani? Sen böyle bir sapık olmak için ne yaşamış olabilirsin ki? O çocuğun bunda günahı neydi? Daha acısı ne onu da söyleyeyim. Çocuğun kaybolduğu ekiplere bildiriliyor, 2 gün arama çalışması yapılıyor ve bulunamayınca çalışmalar durduruluyor. Sonra gündüz kuşağında bir programa başvuruyor aile. Polisten, devletten nasıl ümit kestilerse. Programa babanın şüphelendiği komşu çağrılıyor ve adam kendiliğinden itiraf ediyor. Bu kadar. Polis hiç mi sormadı babaya, hiç mi sorgulamadı bu adamı? Bilmiyorum ama sorgulasa söylerdi herhalde şerefsiz. Kendiliğinden itiraf ettiğine göre... Sonra gel de bireysel silahlanma. Polis masum beni mi koruyor yoksa o şerefsizi mi hadi bakalım. Twitterda ortalık yıkılmış, #pedofilisuctur diye hashtag açılmış. Bunu bilmiyor muyduk zaten, herkes bilmiyor mu? Tekrar tekrar mı söylenmesi gerekiyor? Polise su duyurusu mu yapıyoruz yoksa anlayamadım. Bir de idam gelsin diyenler... Kurban olayım idam çok kolay bir ölüm, kurtuluş değil mi? O çocuk öyle mi öldü peki? Ben şöyle düşünüyorum, önce hadım ediyoruz efendim bu şerefsiz soysuz köpeği. Ama canlı canlı lütfen. O en önemli şeyinin ondan alındığını hissetsin öyle uyudum uyandım hop gitti olmaz. Sonr her hafta ayrı bir işkence. Böyle ömür boyu. Hiç bitmeyeceğini bilerek, her hafta nasıl bir acıyla karşılaşacağının korkusuyla geçirerek. Mini cehennem. Ailenin de belki biraz içi soğur, yoksa çocuğuna bunu yapan adam orda paşalar gibi yatarken o babaya da anaya da uyku haram.

Buna yeterince üzüldüysek, Suriye'de devam eden savaşta daha önce yaralanan Ümran bebek bu sefer ölmüş. Yıldırım aynı yere iki kere düşmez ama bombaların defalarca taramadığı yer yok. Allah merhametli ama insanoğlu o kadar canavar o kadar acımasız ki! Diyecek hiçbir şey yok. Bende kalmadı. O bebekler yarın ahirette hepimize hesap soracaklar, bizi öldürürlerken siz de bakıyordunuz rahat koltuklarınızdan. Nerdeydiniz?

Ne Cuma kaldı, ne havanın güzelliği, ne haftasonu planları. Çok üzgünüm. Elimden hiçbir gelmiyor, çok çaresizim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder